7 Ocak 2013 Pazartesi

Ripper-Bölüm 9.

THİS İS GONA BE HARDER (Bu iş zora gidiyor)


"Tanrım Justin,sana ne oldu?"Vücudundaki akan kanı gördükçe içim daha da kötü olmaya başlamıştı.Bir kaç gündür karşıma çok fazla kan çıkıyordu ve buna alışmalı mıydım bilmiyordum bile.
Justin bakışlarını benden kaçırdı."Hiçbir şey."
"Lanet olsun Justin bana kaydıraktan düştüğünü söylemeyeceksin değil mi?Sana bunu kim yaptı?"sinirli bir şekilde dudaklarımı ısırdım.
Justin gözlerini devirdi ve yere doğru bakışlarını kaçırdı."Hiçbir şey."
"Sana bunu kim yaptı ve ne oldu?Justin bak,sana yardım etmek istiyorum."sesimi alçaltıp Justin'in elini tuttum."Yara kötü görünüyor,Justin."
Justin gözlerimin içine doğru bakmaya başlayarak "Bana yardım etmeni istemiyorum."diye çıkıştı.
Doğrulup kaşlarımı kaldırdım."Peki neden bana geldin?"
"Bilmiyorum."Justin gözlerini benden kaçırmaya devam ederek "Kendimi bir anda arabayı bu eve sürerken buldum dersem yalan söylemiş olmam."
Gözlerimi devirdim."Sana ne oldu Justin?"
"Lucas oldu."Justin fısıldayarak bir küfür savurdu ve "O p*çin beni takip ettiğini bilmeliydim." diyerek çıkıştı.

Justin çok kızgın bir şekilde yere doğru bakıyordu ve ürkmeye başlamıştım.Lucas her kim ise,Justin'le arasının pek iyi olduğunu söyleyemezdim."Lucas kim Justin ve sana ne yaptı?"onun cevap vermesine izin vermeden devam ettim."Takip etmek de ne demek?Tanrım bana bir şeyler anlatır mısın artık?!"

Justin gözlerini çevirdi."Yemek yediğimizde biri sana çarpıp beni ve çetemi cehennemin dibine göndermekten bahsediyordu,hatırlıyor musun?"

Kafamda Justin'den biraz daha uzun,koyu saçlı adam canlanmıştı.Başımla onayladım.
"İşte,Lucas seni bıraktıktan sonra beni bir daha görmüş olmalı ki uzun bir süre takip etti.Arabamın camından arkadaki arabadakinin Lucas olduğunu anladığımda farklı bir yöne saptım.Ona haddini bildirmek gerekiyordu değil mi?"

Demek her şey yine Justin'in 'kendiini kanıtlama çabası' yüzünden ortaya çıkmıştı.
Gözlerimi çevirdim."Sadece evine gidemez miydin?"
"Hayır,"Justin ciddi bir şekilde bana baktı.

"Bu normal bir kavgadan ibaret değil,Pearl.Lucas ve ben,şey,eskiden aynı takımdaydık."
"Sen ve Lucas?"
"Aynen öyle,"Justin aynı ciddiyetiyle devam etti."Fakat aramızda bir kaç kavga başlamıştı,güven problemi yaşanmıştı ve o benim işe yaramaz bir sersem olduğumu düşünüyordu.Tamam belki,biraz hatalı davranmıştım fakat Lucas ile artık her konuda kavga etmeye başladığımızda,olay büyüdü."

İçimden bende senin hiç bir işe yaramayan bir sersem olduğunu düşünüyorum,diye geçirdim.

"Lucas ile daha iyi olan bir kaç kişi de bana karşı farklı davranmaya başladığında,onunla dövüştüm."
Aklıma bir soru takılmıştı ve tek kaşımı kaldırarak Justin'e "Ne tür farklı davranışlar?"diye sordum.

Justin dudaklarını yaladı."Güzel soru,"omuz silkti ve devam etti."Bir çetenin bir lideri olur,bebeğim.Ve,bu çetenin lideri bendim.O değil.İki lider olmaya başlarsa,birinin çekilmesi gerekir."
Bu bana saçma gelmişti."Burası Amerika,oylamaya falan sunamaz mıydınız?"Aptal soru.
"Bu imkansız Pearl,dövüş olmalıydı.Zaten onun kafasına yumruk geçirmek benim de hoşuma giderdi."Sırıttı.

"Dövüşü ben kazandım."
"Ne kadar çok sevindiğimi bilemezsin."
Justin başını çevirdi."Fakat Lucas'ın intikamı dinmedi.Kendi çetemle benim aramı açtı ve bir kaç adamımı çaldı.Olaylar şu an o kadar büyüdü ki Pearl,beni öldürmek için elinden geleni yapmaya çalışacaktır."
Midemde garip bir kasıntı hissettim.

"--Arabanın beni takip ettiğini anlayınca farklı bir yola saptım demiştim.Boş bir arazide arabamdan indim ve Lucas'ı direk yere yatırdım.Mideme ve kafama bir kaç yumruk yedim,bir kaç yumruk attım ve en son hamle olarak Lucas'ı yere doğru hızlıca yapıştırdım.Tanrım,ayağa bile kalkamamıştı.Arkamı dönüp oradan ayrılmak için arabama giderken Lucas yerinden kalkıp cebindeki bıçağı çıkarttı."
Ağzım şokla açıldı.
"Bıçağı gövdemin sağına,belime sapladı ve beni orada bırakıp gitti."



***
"Oraya geri dönüp onların hepsini doğduklarına pişman edeceğim,Pearl."
"Hayır,yapmayacaksın."başımı çevirdim."Şiddet asla çözüm olmaz."
Bana kötü bir bakış attı ve gözlerini çevirdi."Nesin sen?Rahip?Defol,kızım.O aptal bana bıçak saplayabileceğini sanıyorsa çok daha büyük bir şeyle karşılaşacaktır."Justin'in gözleri cinayet işlemek isteyen bir katil gibi parıldıyordu.Ürkütücüydü.

İç geçirdim."Sadece..sakin ol.Yaran kötü gözüküyor,bir doktora göstermelisin önemli olabilir."
"Neden önemsiyorsun?!"bağırdı.
İki taraflı halinin kötüsüne dönüşmeye başlamıştı."Sen benim annem değilsin!"tükürür gibi söylemişti.
"Bana geldiğini unuttun mu?"tişörtünden akan kanlara doğru baktım.Hiç durmuyorlardı ve hemen müdahale edilmezse kan kaybından ölebilecekti.
"Doktora gidersem benden açıklama bekleyecekler ve şu an başka açıklama yapmak istemiyorum."Gözlerini çevirdi.
Bir kaç saniye sessizce bekledikten sonra Justin'e sahte bir gülümseme takındım."Bir şartım var."onun bir şey söylemesine izin vermeden devam ettim."Yarana bir bakmama izin vereceksin?"
Justin dudaklarını yaladı ve durduğu yerden ayağa kalkıp yanıma yaklaştı."Kabul."

Kolunu hafifçe boynuma doladım ve onu banyoma götürdüm.Büyük bir banyom olduğu için şanslıydım.Köşedeki sandalyeyi işaret ettim."Otursana."Justin sandalyeye otururken İlkyardım Çantasını dolaptan çıkarttım.
Justin bana doğru şaşkın bir şekilde bakıyordu.Gözlerimi ona döndürdüm."Ne?"
"Neden evinizde bir ilkyardım çantası var?"
"Annem doktor.Bu nedenle evdeki her banyoda bir ilk yardım çantamız var."Yavaşça çantayı karıştırdım ve yarasına yardım edecek her ne varsa içerisinden çıkarttım."Şimdi,tişörtünü çıkart."
Justin sırıtmıştı."Eğer beni istiyorsan bebeğim,yaralarım iyileşene kadar beklememiz gerekir."
Gözlerimi çevirdim."Kendini büyütme,sadece yaralarına bakmam gerekiyor."
Güldü."Sen bilirsin."Tişörtünü yavaş yavaş yukarı çekerek çıkarttı ve yere doğru attı.
Kendime engel olamadan midesine bakıyordum.Üzeri kanla kaplı olmasına rağmen sixpackleri ışıkla parıldıyordu.
Tanrım cehennemde bu kadar seksi erkekler olması yanlış değil mi?,iç geçirdim.
Justin vücuduna baktığımı hissetti ve bana güldü."Yardım etmek yerine vücudumu izlemeyi tercih ediyorsan sende üstünü çıkartmalısın."
"Kapa çeneni."

Bir yardım havlusunu hafifçe ıslatıp vücuduna yayılmış kanları temizledim.Yarayı daha iyi görmemi sağlıyordu."Çok derin bir yara gibi gözükmüyor dikiş atılması gerekmediği için şanslısın."
Justin sırıttı."Ne mutlu bana."

Suyla ve havluyla yarasını temizledim ve bir kaç rahatlatıcı kremi Justin'e uzattım."Bunları yaraya değil,çevresine sürersen ağrıyı azaltacağını yazıyor."
Justin gülmeye başladı.Ona doğru gözlerimi çevirdim."Tamam şimdi ne komikti?"
Justin durmadan gülüyordu ve olayı anlamam biraz uzun sürmüştü.Sandalyede oturan Justin'in yarasını temizlerken eğilmiştim ve Justin'in kasıklarıyla yüz yüzeydim.
"İğrençsin."Hızlıca kızarmaya başladım.
Güldü."Hey,ben senin eski erkek arkadaşların gibi değilim bebek."

Dilimi ısırarak kendimi sakinleştirdim."Burada sana yardım etmeye çalışıyorum ve bu umurunda değilse buradan sadece defolup gidebilir misin?"
Justin sırıttı."Aggh,"bana doğru yaramaz bir bakış attı."Birinin anne külotu sıkmaya başlamış."
"Ben anne külotu falan giymiyorum."Bunu söylerken gözlerimi çevirmiştim.
Justin'in gözleri açıldı."Ah,ciddi misin?"
Dudaklarımı ısırdım."Unut gitsin."
Yüzünü çevirdi."Anne külotu giymemen için bir neden bulamıyorum doğrusu."Düşündü,"Sadece..kendine bir bakar mısın?"
Hakarete uğramış bir şekilde konuştum."Ne demeye çalışıyorsun?"
"Kesinlikle anne külotu giyecek kızlara benziyorsun,işte demeye çalıştığım şey bu."Koltuğa başını dayadı.
Sinirlenmiştim ve ağzımdan ne çıktığına dikkat etmemiştim bile."Sadece bilgin olsun diye söylüyorum,altımda bir anne külotu yok ve bir tanga giriyorum şimdi çeneni kapamaya ne dersin?"
Cidden bunu mu kastetmiştim?Kesinlikle bir şey söylemeden önce iki kez düşünmeliydim.

Justin ciddi bir şekilde vücuduma baktı ve başını salladı."Hayır sana inanmıyorum."
"Neye inanırsan ona inan."
Güldü."Kanıtlarsan,sana inanabilirim."
Sahte bir şekilde kahkaha attım."Hayır sana külotumu falan göstermeyeceğim Justin."
Kesinlikle aklını kaybetmiş olmalıydı."Lucas sana biraz hızlı vurmuş olmalı!"
Kafasını çevirdi."Hayır ben tamamen normalim.Sadece sen yalan söylüyorsun."
"Hayır söylemiyorum!"
"Evet,söylüyorsun."

Başını salladı."Muhtemelen bir bakiresin."
"Bu seni hiç ilgilendirmez,Tanrım.Gerçekten kafayı falan mı yedin sen?"
Güldü."Sadece gerçekleri söylemeye çalışıyorum."
"Senin gerçeklerine ihtiyacım yok ve ayrıca--biz hiçbir şeyiz Justin."
Sırıttı."Oh?"
Başımı salladım.
Justin ayağa kalktı ve "Bizim hiçbir şey olduğumuzu mu düşünüyorsun?Bir şey ifade etmediğimizi?"
Yakınıma doğru yaklaşıp kulağıma fısıldadı."Bence yanılıyorsun."
"Sen-"durdum.Soğukkanlı olmaya çalışarak "Sen,ayağa kalkmamalısın."

Justin aniden ayağa kalkmanın verdiği baş dönmesiyle kendini banyo duvarına yasladı.Benden bir cevap beklediğini biliyordum ve fısıldayarak "Yanılmıyorum." dedim.
"Yalancısın."Justin benim yaslandığım duvara elini dayadığı için kaçacak bir yerim yoktu.Yüzümü ellerinin arasına aldı."Bunu nasıl biliyorum biliyor musun?"
"Nasıl?"fısıldayarak konuşuyorduk.
Başını bana yaklaştırdı."Bunu yaparak,"Eğilip,dudaklarını kendi dudaklarıma sıkıca bastırmadan önce kafasını ittirerek onu reddetme şansım vardı.

Havai fişekler etrafımızda patlıyormuş gibi hissettim ve aynı zamanda midemde kelebekler uçuşmaya başlamıştı.Beynimin neler olduğunu kavraması bir kaç saniye sürmüştü.
Boynuna kollarımı dolayarak onu daha da yakınıma çektim.
Damarlarımda kan yerine adrenalin hormonu dolaşmaya başlamış olmalıydı.Justin'in sıcak nefesini hissettikçe içimdeki kıvılcım alev alıyordu.
Beni daha da kendine doğru bastırdı ve ellerini sırtımdan kalçama doğru indirdi.Alt dişleriyle dudaklarımı sıkıştırdıkça onun öpüşme konusunda çok iyi olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Öpücüğün etkisiyle inledim,ellerimi yumuşak saçları arasında gezdiriyordum ve lanet olsun ki bu çok güzel hissettiriyordu.
Sırtıma ellerini doladı ve beni daha çok kendine çekmeye çalıştı fakat bu mümkün değildi.
Sanki egemenlik için mücadele ediyormuş gibi,dilini ağzımda hararetle dolaştırıyordu.İçimden bu öpücük tarihe geçmeliydi,diye düşündüm.
Beni daha hızlıca duvara itti.Elleriyle kalçalarımı iyice kavradı.Dudaklarımı iyice sıkmaya başladı ve dilini ağzımda gezdirdi.Ağzı nane tadındaydı ve bu kesinlikle beni seksi hissettiriyordu.

Öpücüğün ardından bana sırıttı."Bu kadar iyi olacağını tahmin etmemiştim,Pearl."Kulağıma doğru fısıldadı ve beni bir daha öpmek için eğilirken ikimizde banyo dışarısından gelen sesle kendimize geldik.
"Pearl?"Annem dışarıdaydı."Tatlım saatlerdir orada ne yapıyorsun?"























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder