Annem bana korku dolu gözlerle bakarken konuşmakta çok zorlanmıştım."Anne,baba.Açıklayabilirim."Babam gözleriyle beni süzdü."Açıklamaya başlasan iyi edersin,tatlım."
Boğazımı temizledim ve tıpkı planladığım gibi konuşmaya başladım.Fakat sesimdeki korku ve inandırıcı olmayacağı düşüncesi beni kekeletiyor ve düzgün konuşamama neden oluyordu.
"Gece beni Shay aradı,ailesiyle kötü bir gün geçirdiğini ve yanına gelip gelemeyeceğimi sordu.Hemen yanına gitmeliydim,çünkü o benim arkadaşımdı.Tek ve en yakın arkadaşım.Telefonda hıçkırarak ağlıyordu ve onun için yanlış olduğunu bilsem bile evden kaçtım."
Annem tek kaşını kaldırdı."Bunun için sabahı bekleyebilirdin,genç hanım."
Annemi başımı sallayarak onayladım ve bir çırpıda "Biliyorum.Evet..ama onun bana o sırada ihtiyacı vardı."
Ailemin bakışlarından inandırıcı olduğumu sezdim.Babam boğazını temizledi ve ciddi bir şekilde "Bize haber vermedin.Buna da mazeretin var mı bakalım?"
Babam beni iyi yerden vurmuştu fakat buna da hazırlıklıydım."Evet..çünkü haber verseydim sabah gitmemi söyleyecektiniz ve ben her şekilde gece gitmek için kaçacaktım."
Babam gülümsedi."Bu açıklama sana bir aydan başlayan cezanı bir haftaya indirebilir,değil mi hayatım?"diyerek anneme baktı.
Annem gözlerini bana dikti."Bir hafta cezalısın,odana çık bakalım küçük hanım.Ve bir daha ne olursa olsun her zaman bize haber vermelisin.En azından önümüzdeki bir yıl boyunca bu böyle."
İçimden geceyi bir katilin evinde geçirdiğimi bilseydiniz,bana daha farklı davranırdınız diyerek merdivenlerden çıktım ve odama girdim.Kapımı kilitleyip,kendimi rahat yatağıma attım.
Şimdilik güvende hissediyordum.
Şimdilik.
JUSTİN'İN GÖZÜNDEN
Evime doğru giderken yanımdaki koltuğun boş kalması beni huysuzlandırmıştı.Uğraşıp,gıcık edecek birinin olmaması biraz garip hissettiriyordu.Fakat her şeye rağmen,o başbelasından kurtulmak beni mutlu etmişti.
Pearl masum bir liseli kızdan başkası değildi.Onun hayatını bir gecede bu kadar kötü etkilemek her ne olursa olsun istemezdim.Gıcık olabilirdi,fakat hala bir çocuktu.
Pearl'de garip bir şey vardı.Beni farklı hissettiriyordu.
Genel olarak gülmeyen,ciddi bir beladan başka bir şey olmadığımı sanıyordum.Pearl bana yıllar önce kaybettiğim mutluluğu getirmişti.Kendimi çocuk gibi hissetmeme neden olmuştu.Biliyorum,aramızda sadece bir yaş var fakat ben çocuk olmayı on iki yaşımda bırakmak zorunda kalmıştım.
On iki yaşımdayken,babamın zoruyla ilk cinayetimi işlemiştim.Annem ve babam asla anlaşamazdı.Nasıl evlendiklerine hep şaşmıştım.Ben on iki yaşımdayken,ailem yeni bir bebek beklediklerini söyledi.Aslında buna sevinmiştim,fakat gelecek bebekte en az benim kadar şansız olacaktı.Çünkü onun da babası bir psikopattan başkası olmayacaktı.
Annemin doğum yapmasına bir iki hafta kala,evde kötü bir kavga çıkmıştı.Bu sürekli olurdu,annemle babam her zaman kötü kavgalar ederdi fakat bu sefer farklıydı.
Koltukta oturup çizgi film izliyordum ki ev kapısının sertçe açıldığını duydum.Ve bağıran ailemi.Bu tür bağırışlardan çok korktuğum için hemen koltuğun arkasına gizlenmiştim.
Bundan sonrası benim için film şeridi gibiydi.Salona annemin girmesini,çığlık atışını ve babamın annemi orada,hemen öldürmesini hayal meyal hatırlıyordum.Bir anda ağlayarak koltuktan çıkmak yerine,korku dolu gözlerle annemin cesedine bakan babamın hemen arkasındaki silahı aldım.Ne yaptığımı ben de çözememiştim fakat artık o adamdan ve bize yaptıklarından sıkılmıştım.
Ve silahın tetiğini çektim.Evet,ilk öldürdüğüm insan kendi babamdı.
Gözlerimi,hareket etmeksizin babama dikmiştim.Charlie yukarıdan koşarak gelip elimdeki silahı almıştı.Sağlık ekiplerinin ve polisin gelmesi için beş dakika geçmişti.Annem olay yerinde ölmüştü fakat bebeği kurtardılar.İşte o zamandan beri Jenny benim için her şeydi.Bana annemi hatırlatıyordu ve o güzel bir yaşam geçirsin diye,bana yapılanın tersine,onu bu işlerden uzak tutmaya çalıştım.
Babamın ölümünde suçlu tutulmadım.Mahkemeye babamın bana silah verip "Beni öldür,"dediğini söylemiştik ve olayları görmese de görmüş gibi Charlie'yi tanık olarak kullanmıştık.Duruşma pek uzun sürmemişti.
Arabayı garaja park edip hızlı bir şekilde oturma odasına çıktım.Ne mutfakta,ne de oturma odasında kimse yoktu.Daha odalarından çıkmadıklarını düşündüm ve Jenny'nin odasına çıktım.
Jenny erken uyanırdı.Fakat biz odasına gelene kadar içeride oyun oynardı.Beni gördüğünde başını bebeklerinden kaldırmadan "Selam,Justin" dedi ve ekledi "Sabah odana gitmiştim ama yoktun."
Boğazımı temizledim ve küçük Jenny'nin yanına çömeldim."Bir işim çıkmıştı."
Jenny bana doğru baktı.Bal rengi gözleri ışıl ışıl gözüküyordu."Biliyorum,sen yokken Jesica geldi."
Jesica'nın geldiğini duyunca istemeden kaşımı kaldırdım ve vücudumdaki kıpırtıyı geçirmeye çalıştım."Ülke dışında olduğunu sanıyordum,neden dönmüş biliyor musun hayatım?"
Jenny oyuncak bebeklerini toplamaya başladı ve gülümsedi."Muhtemelen seni özlemiştir."
Kızardığımı hissettim."Odasında mı peki?"
"Odasında."
Elimi saçlarımın arasında gezdirdim,Jesica'nın odasına doğru gidip hızla kapıyı açıp arkadan kilitledim."Sen ne zaman geldin?"Jesica yattığı yerden uyku gözlüğünü çıkartıp bana gözlerini dikti."Gece."Yatakta doğrulup vücudunu esnetti."Sen yoktun."
Jesica tarafından daha fazla sorguya tutulmak istememiştim.Bunun için hemen kendimi onun yatağına fırlattım ve yanağını öptüm. "Bir işim vardı."dedim.
Jesica biraz bozulmuştu."Şimdi işin ne?"
Sadece görmezden gelerek,Jesica'nın dudaklarına büyük bir açlıkla yapıştım ve beline ellerimi doladım.
Zaman ilerlerken,yere fırlatılmış kıyafetlerimize doğru baktım.Oldukça cansız gözüküyorlardı.Jesica'nın yatağında çıplak vücutlarımız birbirine değerken farkına vardım.Jesica bir şeyde iyiyse,bu bana her şeyi unutturmaktaydı.Ve şu an istediğim şeyde buydu.Unutmak.
****
Saat öğlene doğru ilerlerken Jesica'yı yorganda yalnız bırakıp,kıyafetlerimi giydim.Ellerimi saçlarımda bir-iki kez dolaştırdım ve kilitlediğim kapıyı açıp odadan çıktım.Hızlı bir şekilde cep telefonumu çıkarttım ve Pearl'e mesaj attım.
Kime:Pearl
Nasıl gitti?
Kimden:Pearl
İnandırdım,sanırım.
Kime:Pearl
Buna sevindim.
Kimden:Pearl
Bir hafta cezalı olmam dışında,bende sevindim.
Kime:Pearl
Bu kötü olmuş.Artık zaten sıkıcı olan hayatında kalan bir iki eğlenceli şeyi de kaçıracaksın.
Kimden:Pearl
Ben sıkıcı mıyım?
Kime:Pearl
Can sıkıcı,baş belası,sinir bozucu....
Kimden:Pearl
Benden bu kadar nefret ediyorsan,öldürseydin.Ayrıca sana inanmıyorum.
Kime:Pearl
Kanıtla.Yarım saat içinde evinizin önündeyim.Bir şeyler yemek ister misin?
Kimden:Pearl
Evden ikinci kez mi kaçmamı istiyorsun?
Kime:Pearl
Bu sefer kanıtlama sırası sende.
Kimden:Pearl
Belki.
Kime:Pearl
Yani?
Kimden:Pearl
Seni inandırabilirim.
PEARL'ÜN GÖZÜNDEN
Pearl biraz önce olanlara anlam verememişti.Mesajları tekrar tekrar okuyup anlamaya çalıştı.
Justin,birazdan buraya mı geliyordu?
Olamaz,diye düşündü.Ayna karşısında günlerdir yıkanmamış,taranmamış ve yıpranmış saçlarına baktı.Bu şekilde dışarı çıkamazdı.Kokmuş kıyafetlerinden bir çırpıda kurtuldu ve sıcak suyun teninde dans edip,onu rahatlatmasına izin verdi.Mango ve çilekli şampuanıyla,saçlarını iyice yıkadı.
Banyo sonrası,en sevdiği siyah dar kotunu giymeden önce iç çamaşırlarını geçirdi.Üzerine beyaz yarasa kollu örgü kıyafetini giymeden,pudra rengi bir atlet giydi.Bir çift çorap giyip,beyaz supralarını ayağına geçirdi.
Gitmeden kendine aynada baktı.Biraz renk katmanın zararı olmaz,diye düşündü.
Siyah okul çantasının gizli bölmesinden çıkarttığı milkshake ve çilekli parlatıcısını dudağına sürdü ve hafif bir göz kalemi çekti.Açık renkli göz kalemini ona Shay vermişti.Mavi gözlerini daha da güzel gösteriyordu.
Saçlarını kurutup,hafif bir fön çekmesi saçlarının düz gözükmesi için yeterliydi.İşi bittiğinde kendine inanamadı.
En son partiye giderken giyimine önem vermişti ve aradan bir gün geçmesine rağmen Pearl,bunun aylar öncesinde gerçekleştiğini düşünüyordu.
Justin ve problemleri onu yıpratıyordu.
Justin gerçekten seksiydi,bunu kabul edebilirdi.Fakat bu onun sinir bozucu bir psikopattan başkası olmasını engelleyemezdi.Gerçekten,seksi bir yaratık sizinle uğraşırsa size karşı bir şeyler hissettiğini düşünürsünüz.Fakat bunu Justin'de hissetmiyordu.
Ondan korkuyor muydu?Hayır.
Ondan hoşlanmış mıydı?Hayır.
Açıkçası onun için ne düşündüğünü anlamıyordu.Pearl kafasındaki düşüncelerle dalmışken,telefonunun titremesiyle kendine geldi.Justin onu arıyordu.
Telefonu açıp kulağına dayadı."Hey,nasıl gidiyor?"Justin daha Pearl bir şey demeden ekledi."Hazır mısın?"
Pearl kendine bir kez daha baktı,hazırdı."Kesinlikle hazırım."
Justin telefonun diğer ucundan kıkırdadı."Son dakika evden kaçamayacağını söylemeni bekliyorum."
Pearl bunu duyunca iyice gaza gelmişti."Hayal kırıklığına uğrayabilirsin."Justin bu sefer gülmemişti.Derin bir nefes aldı ve ciddi bir şekilde "Beni hayal kırıklığına uğrat.Kapınızın önündeyim."dedi.
Pearl göz ucuyla perdeden dışarı baktığında çok iyi bildiği arabayı gördü.Siyah camlar nedeniyle Justin gözükmüyordu.Yavaşça odasından çıktı ve aynı yavaşlıkla merdivenleri indi.Kendini belli etmeden salona baktı ve televizyona dalmış anne ve babasını gördü.Yine daha önceki gibi,kendini mutfak kapısından bahçeye attı.Hızlı bir şekilde köşedeki arabaya koştu.
Siyah cam bir anda ardına kadar açıldı ve saçları dağılmış Justin sırıtmaya başladı.
"Şaşırdım."
"Sana söylemiştim."
"Atla."
Pearl arabanın diğer tarafına dolanıp ön koltuğa bindi.Emniyet kemerini bağlayıp göz ucuyla Justin'e baktı."Nereye gidiyoruz?"
Justin araba motorunu çalıştırıp hızlı bir şekilde sürmeye başladı."Aç mısın?"Pearl gülümsedi.
"Deli gibi açım."
"Seni götürecek bir yer biliyorum."
Pearl kendini koltuğuna yasladı.Uzun süredir düşündüğü bir şey vardı.Bu bir randevu muydu?Bunu Justin'e sorabilirdi fakat önce kendi cevap almak istiyordu.Bunun bir randevu olmasını ister miydi?Cehenneme gidecek biri için fazla seksiydi,gülüşü insanı hamile bırakabiliyordu ve fısıldadığında çok seksi oluyordu.Ama boylu boyunca bir beladan başka bir şey değildi.Ve sinir bozucu birinden.Duygularından gerçekten emin değildi.Sadece aşk ve arkadaşlık anlamı değil,Justin'in kişiliğinden emin değildi.Çünkü onu tanımıyordu.Hem de hiç tanımıyordu.
Kendini kaptırmış gibi dışarıya bakıyordu ki arabanın kırmızı ışıkta durmasıyla kendine geldi.
Justin'e doğru döndü.Kendini yola kaptırmış gibi bir hali vardı
.Pearl,meraklı bir ses tonuyla konuştu."Bu bir randevu mu?"
Justin sırıttı."Bu sadece sen istersen olur,bebek."
Pearl Mantgomery:
Justin Drew Bieber(Ripper):

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder